«Uykucu Fil»

«Uykucu Fil» pdf indirBir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde. Ormanın birinde bir fil yaşarmış. Bu fil çok uykucuymuş. Her sabah okula geç kalırmış. Çünkü geceleri geç uyurmuş. Öğretmeni ona çok kızarmış. Ama ne çare? Uykucu fil geç kalmaya devam edermiş. Bir gün annesi elinde bir zille; sabahın erken saatinde, filin başına dikilmiş:

-Zırrr! Uyan bakalım uykucu. Okula geç kalma.

Fil uyanmak istemiyormuş. Hem gece yine çok geç yatmış. Uykusunu alamamış bile. Annesi niye erkenden başına dikilmiş ki? Fil:

-Uyanmak istemiyorum. Uyuyacağım.

Dese de, annesi bir türlü başından gitmiyormuş. En sonunda fil kalkmak zorunda kalmış. Mutsuz bir yüz ifadesiyle uyanmış. Yerinden zar zor kalkmış. Başı dönmüş, az daha düşecekmiş. Annesi:

-Söz dinlemeyip geç uyursan işte böyle olur.

Demiş. Fil elini yüzünü yıkamış. Uyuklayarak kahvaltı yapmış. Sonra okula gitmek için yola koyulmuş. Uzun zamandır ilk defa okula vaktinde gidecekmiş. Yürürken uykusu açılmış filin. Hoplaya zıplaya okula giderken, birden ayağı bir şeye takılmış. Fil yere kapaklanmış. Bir de bakış bir taş. Sinirlenmiş. Taşa tekme atayım derken ayağı acımış bu sefer de. Taşın içinden bir kafa çıkıvermiş. Fil:

-Bu da nedir?

Demiş kendi kendine. Meğerse bu bir taş değil, kaplumbağaymış. Kızgınlıkla file bakmış kaplumbağa:

-Ne yaptığını zannediyorsun sen?

Fil şaşırmış:

-Ben seni taş sanmıştım. Özür dilerim.

Dese de kaplumbağa laftan anlamamış. Söylenip durmuş file. Fil saate bakmış. Okula yine geç kalacakmış. Aceleyle:

-Gitmem gerek, okula geç kaldım.

Diyerek hızla uzaklaşmış. Kaplumbağa ise hala söyleniyormuş. Fil koşmaya başlamış. Koşarken bir anda birine çarpmış. Kafasını kaldırmış ki bir tavşan. Tavşan yere düşmüş. Fil, tavşanı yerden kaldırmak için elini uzatmış:

-Özür dilerim tavşan. Seni görmedim.

Tavşan:

-Önemli değil fakat bir dahakine daha dikkatli olmalısın.

Fil yoluna devam etmiş. Koştururken bir anda bir ses duymuş. Bir ağacın üstünde minik bir kedi varmış. Kedi:

-Miyav, imdat. Yardım edin.

Diye ağlıyormuş. Fil yardım etmek istiyormuş. Ama okula geç kalacakmış. Yine de kediyi orada bırakmaya gönlü razı olmamış. Fil:

-Tamam, kedicik, sana yardım edeceğim.

Demiş ve kedinin ağaçtan inmesine yardım etmiş. Kedi file teşekkür etmiş. Fil saate baktığında okula geç kaldığını görmüş. Çok üzülmüş. Okula yürümüş. Sonunda okula ulaşmış. Kapıyı çalmış:

-Öğretmenim, geç kaldığım için özür dilerim.

Öğretmen:

-Son derste bir daha geç kalma demiştim fil. Maalesef artık seni derse alamam.

Fil:

-Ama öğretmenim…

Demiş ama ne fayda. Öğretmen fili dinlememiş. Çünkü fil her seferinde aynısını yapıyormuş. Hep de bir bahane buluyormuş. Fil eve geri dönmüş. O gün çok düşünmüş. Her gün geç kalmıyor olsa, belki de öğretmeni onu dinleyecekmiş. Hatta hak verecekmiş. Öğretmeninin onu dinlememesi biraz da filin suçuymuş. Geç kalarak öğretmeninin güvenini kaybetmiş. Fil bir karar vermiş. Artık vaktinde uyuyacak, okula geç kalmayacakmış. Öğretmeninden ve arkadaşlarından da özür dileyecekmiş. O gece fil erkenden uyumuş. Sabah vaktinde uyanmış. Okula da geç kalmamış. Öğretmeni çok mutlu olmuş. Fil öğretmeninden ve arkadaşlarından özür dilemiş:

-Artık geç kalmayacağım öğretmenim. Hepinizden özür diliyorum.

Öğretmeni gülümseyerek:

-Sana inanıyorum fil.

Demiş. Fil o günden beri hep sözünü tutmuş. Okula hiç geç kalmamış.