Bir zamanlar şehre uzak bir köyde karı koca yaşarmış. Bu karı kocanın büyük bir çiftliği varmış. Bu çiftlikte horozları, tavukları, inekleri varmış. Bu hayvanların içinde en dikkat çekici olansa Kırmızı Tavuk’muş. Diğer tavuklar gayet normal görünürken, Kırmızı Tavuk onlar gibi değilmiş. Ayrıca diğer tavuklar yumurtlarken, kırmızı tavuk yumurtlamazmış. Hem diğer tavuklar, hem de çiftlik sahipleri Kırmızı Tavuğu sevmezlermiş. . Kırmızı Tavuk çok üzülse de elinden bir şey gelmezmiş. Yumurtlamaya çalışıyormuş ama olmuyormuş. Bir gün çiftlik sahibi karı koca aralarında konuşuyorlarmış.
Adam :” Şu işe yaramaz Kırmızı Tavuk’u satalım gitsin. Zaten ne yumurta veriyor, ne de diğer tavuklarla aynı görünüyor. Değersiz bir hayvan.” Demiş
Kadın cevap vermiş:” İyi ama nerede, kime satacağız?”
Adam yanıtlamış:” Ben pazara götürüp satarım. Zaten çok para etmez. Yine de elimize geçen paranın üstüne biraz daha ekleriz, yeni bir tavuk alırız.” demiş
Karı koca bu fikirde karar kılmışlar. Kırmızı Tavuk, onların tüm konuşmalarını duymuş.
Kendi kendine:” Keşke diğer tavuklardan farklı olmasaydım. O zaman sahiplerim beni satmazdı.” demiş üzüntüyle.
Ertesi gün adam, Kırmızı Tavuk’u da almış çıkmış yola. Tavuğu halk pazarına götürüp orada satacakmış. Yolda giderken ülkeyi yöneten kralın adamlarından biri tavuğu görünce şaşkınlıkla bakakalmış.
Çiftlik sahibi adamın yanına giderek: “ Bu nasıl bir tavuk böyle? Boyadın mı yoksa sen bunu?” diye sormuş.
Adam cevap vermiş:” Hayır beyim, bu civcivken normaldi. Büyüdü kıpkırmızı bir tavuk oldu. Bu nasıl iştir anlamadım. Yumurta da vermiyor zaten. Satmaya götürüyorum.” demiş. Kralın adamı hayretle yoluna devam etmiş. Kralın yanına vardığında krala her şeyi anlatmış. Kral bu tavuğu oldukça merak etmiş. Adamına, gidip halk pazarından tavuğu satın almasını söylemiş. Kralın adamı tekrar yola koyulmuş.
Tüm bunlar olurken çiftlik sahibi adam, tavuğu çoktan pazara götürmüş. Kırmızı Tavuk korkuyormuş. Ya beni alan yeni sahibim kötü biri çıkarsa naparım diye düşünüyormuş. Çiftlik sahibi adam Kırmızı Tavuk’u satışa çıkarmış. Satışa halktan birsürü insan katılmış. Kırmızı Tavuk şaşırmış. Kendisini almak isteyen bunca insanı görünce biraz da gururlanmış. Herkes Kırmızı Tavuk’u almak için yüksek fiyatlar söyleyince, çiftlik sahibi bu işe yaramaz tavuktan kurtulacağına sevinmiş. O sırada biri çok yüksek bir fiyat vermiş tavuk için. Evet, bu kralın adamıymış. Halk bu fiyatı duyunca geri çekilmiş çünkü kimsenin o kadar çok parası yokmuş.
Kralın adamı, çiftlik sahibi adamdan tavuğu satın almış. Kırmızı Tavuk ise bu kadar çok ilgi gördüğüne öyle çok mutlu olmuş ki, tam o anda yumurtlayıvermiş. Şansa bak ki, yumurta da kırmızıymış. Yumurtayı gören insanlar merakla bakarken, çiftlik sahibi adam Kırmızı Tavuk’u sattığına çok pişman olmuş. Ama artık iş işten geçmiş.
Kralın adamı Kırmızı Tavuk’u ve yumurtayı alarak krala götürmüş. Kral Kırmızı Tavuk’u o kadar çok beğenmiş ki, saray çiftliğinin en güzel yerini Kırmızı Tavuk’a vermiş. Kırmızı Tavuk’a çok iyi baktırıyormuş. İlgi gösteriyormuş. Kırmızı Tavuk saray çiftliğindeki diğer tavuklarla da arkadaş olmuş. Burada onu dışlayan kimse yokmuş. Aksine, oldukça da seviliyormuş. Kırmızı Tavuk saraya yerleştikten sonra ayda bir kırmızı yumurta yumurtlamaya başlamış. Bu durumdan hem kral, hem de Kırmızı Tavuk memnunmuş. Meğerse Kırmızı Tavuk’un yumurtlaması için, sevildiği bir yere ihtiyacı varmış. Kırmızı Tavuk da artık kendini çok beğeniyormuş.