Uzak diyarlardan birinde, bir yaz gününde yavru bir kelebek yaşarmış. Bu kelebek o kadar küçükmüş ki uçmayı bile daha yeni öğrenmiş. Bu kadar küçük olduğu için de annesi onu gözünden bile sakınırmış. Asla yalnız bırakmaz ve oyun oynarken uzaklara gitmesine izin vermezmiş.
Ancak yavru kelebek oldukça haylazmış. Annesinin söylediklerini çoğu zaman duymazdan gelir ve arkadaşlarıyla birlikte uzaklara oyun oynamaya gidermiş. Annesi bu durumdan çok şikâyetçi olsa da küçük kelebeği durdurmak için elinden bir şey de gelmiyormuş.
Bu nedenle yavrusunu durdurmak yerine onu takip etmenin daha mantıklı olacağını düşünmüş ve bir gün ona bir ders vermeye karar vermiş. Bu ders sonucunda küçük kelebek ömrü boyunca unutamayacağı şeyler öğrenecekmiş ve zaten bundan dolayı da Kelebek Masalı ortaya çıkacakmış.
Anne kelebek planlarını hazırlamış ve sabah olmasını beklemeye başlamış. Sabah olunca yavru kelebek, anne babasıyla birlikte kahvaltısını yapmış ve dışarıya çıkmak için annesinden izin istemiş.
Annesi izin verince uçarak hızla gitmiş ve annesi de ona belli etmeden yavaşça arkasından devam etmiş. Küçük kelebek biraz kendi ağaçlarının etrafında oyun oynadıktan sonra git gide uzaklaşmaya başlamış. Bu durum anne kelebeğin de dikkatini çekmiş. Aslında anne kelebeğin planları tam da istediği gibi gidiyormuş.
Ancak anne kelebek bile yavrusunun bu kadar uzaklaşabileceğini tahmin etmemiş. Neredeyse kendi ağaçlarından on ağaç daha uzak olan bir yere gitmiş. O kadar uzaklaşmış ki evine nasıl dönebileceğini unutmuş ve orada yalnız başına kalmış.
Bir süre daha oyun oynadıktan sonra yan tarafta tanımadığı bazı ateş böceklerini görmüş ve korkmuş. Ateş böcekleri kötü niyetli değillermiş ancak yine de Yavru Kelebek onları görünce ürkmüş.
Bir süre sonra ateş böcekleri kelebeğin yanına gelmişler ve onunla tanışmak istemişler. Daha sonra tanışmışlar ve birlikte oyun oynamaya başlamışlar. Oyun oynarken ateş böceklerinden bir tanesi küçük kelebeğe şöyle demiş:
– “Hey senin evin buralarda mı? Bu ağaçların hepsinin sahiplerini tanıyorum ama seni ilk defa bugün gördüm. Muhtemelen evin uzakta olmalı. Yavru bir kelebek olmana rağmen nasıl bu kadar uzaklara gelebiliyorsun? Ailen sana nasıl izin veriyor. Benim anne ve babam iki ağaç uzağa gitmeme bile izin vermiyorlar.
Kelebek Hikayesi bu olsa gerek, gerçekten de senin kadar özgür olmayı bende çok isterdim. Sırrın ne? Nasıl aileni buna ikna edebildin, bize de anlatsana. Bende anne ve babamı ikna edip uzaklarda oyun oynamak istiyorum. Mesela ilerideki derenin yanına gidip yüzmek istiyorum. Ancak asla anne ve babamı ikna edemedim, bana zarar gelmesinden korkuyorlarmış.”
Bu sözleri duyan yavru kelebek kendisiyle gurur duymuş ve bu kadar uzağa geldiğini ilk defa o an fark etmiş. Ancak yanındaki ateş böceklerinin korktuğunu fark etmelerini istemediği için sakin bir şekilde kalmaya çalışmış. Daha sonra oyuna dalmışlar ve birkaç saat daha oyun oynamışlar.
Oyun oynarken aslında anne kelebek uzaktan yavrusunu izliyormuş ve ne yaptığını takip ediyormuş. Ancak yavru kelebek bundan haberdar olmadığı için bir yandan da evine nasıl döneceği konusunda kaygılıymış. Birkaç saat sonra akşam olmaya başlamış ve ateş böcekleri evlerine gideceklerini söylemişler. Bunu duyan kelebek biraz korkmuş ancak onlara evini kaybettiğini söyleyememiş.
Kelebek oldukça korkmuş bir şekilde ağacın dalına konmuş ve ağlamaya başlamış. Çaresiz bir şekilde ağlıyormuş ve annesinin yanında olmasını istiyormuş. Evinden ailesine sormadan uzaklaştığı ve bilmediği yerlere geldiği için çok üzülmüş ve bunu bir daha asla tekrarlamak istemediğini kendi kendine söylemiş. Annesi de onu hali hazırda fark ediyormuş.
Daha sonra yavru kelebek daha çok ağlamaya başlamış ve annesi onun bu haline dayanamayıp hemen yanına uçmuş. Ona ders vermek isteyen annesi kelebeğin yanına gelince Yavru Kelebek bir anda sevinmiş ve çok mutlu olmuş. Çünkü annesine kavuşmuş ve annesine kavuşmaktan çok mutluymuş. Anne kelebek bunu fark etmiş ve şu sözleri söylemiş:
– “Evladım sana evden uzaklaşamamanı söylemiştim. Ancak sen benim sözlerime kulak asmadın ve evden çok uzaklara uçtun bu yüzden de kayboldun. Bir daha başına böyle bir şey gelmesini istemiyorum çünkü seni önemsiyorum, lütfen sende benim sözlerimi önemse ve dikkatli davran. Eğer bugün seni takip etmemiş olsaydım başına kötü şeyler gelebilirdi ve eğer öyle olsaydı ben ve baban çok üzülürdük.
Dışarıda yalnız başına kalabilirdin ve Kelebek Masalı adlı masalda olduğu gibi zorluklara maruz kalabilirdin. Böylesi bir şey yaşaman hem seni hem de baban ve beni çok üzerdi. Ben de bu konuda ders alman için böyle bir şey yaptım ve seni takip ettim. Umarım bir daha asla bize sormadan evden uzaklaşmazsın ve bilmediğin yerlere gitmezsin. Eğer böyle şeyler yaparsan başına kötü şeyler gelebilir. Senin gibi küçük çocuklar için bu tip davranışlar son derece sakıncalıdır. Şimdi hadi gözyaşlarını sil ve yuvamıza dönelim. Bundan sonra da asla böyle şeyler yapmayalım, tamam mı?”
Annesinin sözlerini duyan yavru kelebeğin aklına Kelebek Hikayesi adlı hikaye gelmiş ve annesine daha çok hak vermeye başlamış. Sonra ise annesini onaylamış ve birlikte eve doğru uçmuşlar. Evlerine gelmişler ve huzur içinde uyumuşlar. Uyumadan önce yavru kelebek kendi kendine düşünmüş ve ders alması gerektiğini fark etmiş.
Sonuçta bir çocuk olduğunu hatırlamış ve bir daha böyle davranmaması gerektiği konusunda düşünmüş. Daha sonra ise annesini yanağından öpmüş ve yatağında huzurla uyumuş. Bundan sonra da yavru kelebek hiçbir zaman ailesinin onayını almadan evinden uzaklaşmamış ve bir daha da böyle kötü bir şey yaşamamış,
sadece büyüdüğü zaman tek başına ailesinin onayıyla uzaklara gitmeye başlamış ve başına kötü şeylerin gelmesinden de böylece korunmuş. Tıpkı küçük ateş böcekleri gibi o da artık uslu bir çocuk olmuş, ödev ve sorumluluklarını yapmaktan hiçbir zaman kaçınmamış. O günde sonra anne babasını da hiçbir zaman üzmemiş. Bu yüzden hep mutlu olmuşlar ve sonsuza dek mutlu ve mesut bir şekilde yaşamışlar.
Kelebek Masalı Özeti Oku
Evvel zaman içinde kalbur saman içinde uzaklarda bir yerde yavru bir kelebek ve onun anne babası yaşarlarmış. Ormanın derinliklerinde yaşayan bu aile oldukça mutlu ve sevinçliymiş. Her sabah kalkıp düzenli bir şekilde kahvaltılarını yaparlar ve sonra işlerine bakarlarmış. Yavru kelebekte tabi ki oyun oynarmış.
Ancak yavru kelebeğin kötü bir huyu varmış, o da sürekli evden habersiz bir şekilde uzaklaşmasıymış. Evden böyle uzaklaştığı için anne ve babasını korkutuyormuş, onlar da yavru kelebeğe bir ders vermek ve Kelebek Masalı ile ilgili onu bilgilendirmek için bir gün onu takip etmişler. Yavru kelebek evinden durmadan uzaklaşmış ve hiç arkasına bile bakmamış. Sadece ileriye doğru gitmiş ve uçmanın keyfini çıkartmış.
Bir süre daha anne ve babası onu takip etmişler ancak küçük kelebeğin bundan haberi yokmuş. Kelebek yolda ateş böcekleri ile karşılaşmış ve ilk başta onlardan biraz da olsa çekinmiş. Ancak daha sonra onlara alışmaya başlamış. Daha sonra Kelebek ve ateş böcekleri birlikte oyun oynamışlar. Oyun oynarken o kadar eğlenmişler ki zamanın nasıl geçtiğini fark etmemişler. Bu sırada yavaşça gün batıyormuş ve akşam oluyormuş. Ateş böcekleri akşam olduğu için evlerine gitmeleri gerektiğini söylemişler.
Ateş böcekleri eve gittikten sonra yavru kelebek ormanın ortasında tehlikeli bir durumda tek başına kalmış ve ağlamaya başlamış. Neden evinden bu kadar uzaklaştığını sorgulamış ve anlam verememiş. Eğer evine geri dönebilirse bir daha asla anne babasından habersiz evden uzaklaşmayacağı konusunda kendisine söz vermiş.
Daha sonra yavru kelebeğin ağladığını gören anne babası ona doğru yaklaşmışlar ve yanına konmuşlar. Bunun üzerine yavru kelebek oldukça mutlu olmuş. Anne babası ona öğütler vermişler. Özellikle de bu sözlerden sonra yavru kelebek dersini çok iyi bir şekilde almış. Alsa anne babasından habersiz uzaklara gitmemesi gerektiğini öğrenmiş ve hayatının geri kalanında bu şekilde davranmış.
Böylece anne babasını da üzmeden ve kendi başına da belalar açmadan yaşamına devam etmiş. Kelebek Masalı Özeti Oku sayfası sayesinde küçük çocukların hepsi bu dersi kendilerince çıkartmalı, anne babalarından habersizce evlerinden uzaklaşmamalılar. Böyle yaptıklarında küçük kelebek gibi mutlu bir şekilde yaşamlarını sürdürebilirler.