Meraklı bir arı olarak doğan Maya isimli arının, Eşek arılarıyla olan maceralarını konu edinen güzel ve eğlenceli bir Uyku Masalı. İyi okumalar.
Bir varmış, bir yokmuş evvel zaman içinde ormanın derinliklerinde bir ağaçta, bir arı kovanı varmış. O gün kovandaki herkes için önemli bir günmüş. Çünkü o gün, bebeklerin yumurtadan çıkacakları günmüş… Ama bu özel bir masal. Çünkü Arı Maya’nın masalı!
Cassandra: “Hadi! Getirin bebekleri. Yerinizden kıpırdamayın. Hmm… Senin adın Maya olacak!
Maya:”Hmm…Mayaaa! Bir dakika! Niye Maya? Neden bir isim?”
Kraliçe: “Aaa… Bana soru cevaplayacağım söylenmemişti! Ama bizim… Hepimizin isimleri vardır. Başkaları bizlere seslensinler diye. Ben sadece sen arı desem!” O anda tüm arılar: “ney, efendim, hı, ne var” diye hep bir ağızdan söylemişler.
Cassandra: “Ha ha ha… Şimdi niye isime ihtiyacımız olduğunu anladın mı?”
Maya: “Evet, çünkü hepimiz aynıyız ama aynı zaman da farklıyız.”
Cassandra: “Çok doğru söylüyorsun Maya! Ne kadar doğru düşünüyorsun canım! Hadi gelin bakalım, peşimden gelin!” demiş.
Maya, hayretler içerisindeymiş. Sanki parlak, altın bir balonun içinde gibiymiş. Bütün arılar işleriyle meşgul oluyormuş. Bazıları kovanın duvarlarını temizliyormuş, bazıları elmasa benzeyen bir şeyin içine polen döküyormuş bazıları ise tek sıra halinde yürüyormuş.
Cassandra: “Çocuklar şimdi hepinize görev verilecek! Duvarları temizleyenler, temizlikçilerdir. Sonra toplayıcı arılar vardır, işçi arılar vardır…”
Maya: ” Neden çalışmak zorundayız?”
İşçi arı: “Sen ne biçim bir arısın? Arılar soru sormazlar!”
Cassandra: “Hayır! Lütfen o kadar kaba olma! O sadece bir çocuk! Maya! Bizler çalışmak zorundayız çünkü çalışmazsak hepimizin kafası çok karışır ve bir işe yaramayız. Temizlikçiler temizlik yapmazsa kovan kirlenir. Toplayıcı arılar nektar toplamazsa…”
Maya: “Nektar nedir?”
Cassandra: “Bal çiçeklerin nektarından yapılır. İşte görüyor musun? Onlar toplayıcı arı. Çiçeklerin nektarını onlar getiriyor. Sonra da işçi arılar onlardan bal yapıyorlar.”
Maya: “Toplayıcı arılar çiçeklerden nektar getiriyorlar peki o nektarı nasıl taşıyorlar.”
Cassandra: “Ah benim sevgili çocuğum! Bal midelerinde tabi ki! Hepimizde var!”
Maya: “Ya! Orda mı açlık hissediyorum şu anda?”
Cassandra: “Ha ha ha… Hayır canım! Acıkan miden, yiyecek midesi.”
İşçi Arı: “Aaa! Onu böyle eğlendirmeye devam edersek akşama kadar burada kalırız.”
Maya: “Neden akşama kadar burada kalamıyoruz?” demiş.
Aradan günler geçmiş. Bütün yeni arılar farklı görevler verilmiş. Bazıları kovanı içten temizlemiş, bazıları dışardaki kuru yaprakları temizlemiş, bazıları çiçeklerden nektar toplamış bazıları kovanı dışarıdaki yırtıcılara karşı korumuş. Herkesin sabit bir yeri varmış ama Maya hariç! Maya olayları hep farklı görmüş.
Herkes duvarları temizlerken o ise duvarlara üfleyip işi hallettiğini düşünmüş. Arılar tek sıra halinde yürürken bile onarın dikkatini bozmak için elinden geleni yapmış ve başarılı olmuş.
Arı: “Ne yaptığını sanıyorsun sen!”
Maya: “Bir şey yaptığım falan yok, sadece sizinle biraz eğlenmek istiyorum o kadar.” demiş.
İşçi arı, Cassandra ve hatta bizzat kraliçe bile Maya’yı hiçbir yere yerleştirememişler. Maya her şeye hayretle bakıyormuş ve bir sürü soru soruyormuş.
Maya: “Başınızdaki o büyük şey ney büyük arı?”
İşçi Arı: “Hıı! Kraliçeyle o şekilde konuşamazsın! Çok özür diliyorum Majesteleri!”
Kraliçe: “Ha ha ha… Söyle bakalım Maya, niye bizim istediğimiz yerde çalışamıyorsun?”
Maya: “Aaa.. Bilmiyorum! Buradaki herkes çok meşgul! Herkes sürekli iş iş iş… Ben onları öyle görünce mutlu olmuyorum! Ama elmasa benzeyen şeyden düştüğüm gün çok mutlu oldum ve vız vız vız uçtum ve fır fır döndüm. Benim hayalim uçmak, dışarı çıkmak ve dünyayı görmek.”
Kraliçe: “Ooo! Neler anlatıyor bu kız böyle! Hayal! Mutluluk! Sen ne biçim bir arısın! Arılar hayal kurmaz!”
Cassandra: “Ah… Majesteleri! Bağışlayın beni efendim ama Mayanın hiçbir kötü niyeti yok ona bizzat ben yer bulmaya çalışıyorum ama sürekli olarak dışarı çıkmaktan bahsediyor! Belki gerçekten de onu istiyordur! Onu nektar toplamak için dışarı yollayabiliriz!”
Kraliçe: “Ama bir arıya ne olduğunu sormak çok tuhaf! İlk kez böyle bir şey oluyor. Arıların yerleri onlar doğar doğmaz belirlenir. Ama bu durum kovan için iyiyse öyle olsun. Maya, artık nektar toplamaya yollanacak kadar büyüdü. Onu iyice eğitin ve dışarı yollayın!”
Cassandra: “Ahh! Tabi Majesteleri!” demiş. Böylece Maya’ ya çiçekler hakkında her şey öğretilmiş. Ardından sürüyü takip etme eğitimi almış. Asla yalnız uçmaması hakkında defalarca uyarılmış. Son olarak eşek arıları hakkında uyarılmış. Çünkü eşek arıları bal arılarının can düşmanıymışlar. Hep bal çalmaya ve bal arılarına zarar vermeye çalışırlarmış.
Maya: “Ama bize zarar vermeleri durumunda onlara sokabiliriz!”
Cassandra: “Ahh… Eşek arıları giderek akıllanıyor Maya! Bize her saldırdıklarında zırh giyiyorlar biliyor musun? Miğfer giymedikleri için sadece boyunlarından sokabiliriz onları. Ama hiçbir bal arası savaşta eşek arısını sokmayı başaramadı. Seni bulmamaları için çok dikkatli ol lütfen!”
Maya: “Tamam olurum.” demiş. sonrada Cassandra’ya veda etmiş ve sürüyle birlikte dışarı çıkmış. Bu onun kovan dışına yaptığı ilk yolculukmuş. Maya dışarı çıktığı an itibarı ile hayrete düşmüş. Ağaçlar, çiçekler, eğrelti otları…
Maya: ” Aaa! Dışarısı ne kadar da güzel! Burada akşama kadar kalabilirim!”
Sürünün Başı Olan Arı: “Şşştt! Buraya çalışmaya geldik Maya, haylazlık yapmaya gelmedik. Sen sürünün yanından ayrılmamaya dikkat et tamam mı?” demiş. Ama Maya dinlemiyormuş. İlk uçuşunun keyfini çıkarmakla meşgulmüş. Aradan biraz zaman geçmiş. Maya uçuşun keyfini çıkarırken yolunu kaybetmiş ve sürüden ayrılmış…
Maya: “Aaa! Nereye kayboldu bunlar! Off ben ne yapacağım şimdi! Sürüden bir haber almayınca Maya toplayabildiği kadar polen toplamış ve eve dönmek için yola çıkmış! Yüksek ağaçların ve çalıların üzerinden uçmuş ama yolu çok uzunmuş.”
Maya: ” Offf! Çok yoruldum! Belki biraz bir yerde dinlenebilirim. Sonrada uçmaya sonra devam ederim.” demiş. Tam o sırada küçük Maya çiçek ararken… İki eşek arısı arkadan Maya’ya yaklaşıp esir almışlar.
Maya: ” Aaa! Bırakın beni! Bırakın diyorum!”
Zayıf Eşek Arısı: “Ha ha ha… O kadar çabuk değil küçük arı! Kraliçe benden çok memnun olacak!”
Şişko eşek arısı ise “Bizden! Bizden! Kraliçe ikimizden memnun olacak! Küçük sevimi bir arı bulduk!”
Zayıf Eşek Arısı: “Ona sevimli deme aptal! O bizim can düşmanımız! Hadi gidelim artık!” demiş. Eşek arıları Maya’yı küçük bir odaya kilitlemişler.
Maya çok korkmuş ve kaçmaya çalışmış! Ama başaramamış! Maya ağlamaya başlamış: “Ne yapacağım ben şimdi?”
Zayıf Eşek Arısı: “Bu çok gizli bir plan tamam mı? Dinle! Yarın o bal arılarına ders vereceğiz!”
Şişko Eşek Arısı: “Ne! Kımızı kalemimi getireyim mi?”
Zayıf Eşek Arısı: “Hayır öyle bir ders değil! Yarın onların kovanına saldıracağız! Hazır ol!”
Şişko Eşek Arısı: “Yakaladığımız arıyı ne yapacağız?”
Zayıf Eşek Arısı: “Ona ne yapacağımız yarın sabah kara veririz! Gel şimdi muhafızlara yardım etmeye gidelim!” demiş. Eşek arıları Maya’nın planlarını dinlediğini fark etmemişler!
Maya: “Olamaz! Benim kovanıma saldıracaklar! Hayır! Umudumu kaybedemem! Ailemi kurtarmak zorunayım!” diye düşünmüş. Maya o gece uyumadan sabaha kadar ne yapacağını düşünüp durmuş.
Maya: “Of! Eşek arılarını nasıl durdurabilirim! Diye düşünüp durmuş ve aklına Cassandra’nın sözleri aklına gelmiş: “Miğfer giymedikleri için sadece boyunlarından sokabiliriz onları. Ama hiçbir bal arası savaşta eşek arısını sokmayı başaramadı.”
Maya: “İşte bu! Buldum sonunda! Güneş doğarken eşek arısı mayanın odasına gelmiş.”
Eşek arısı: “Heyy! Küçük arı! Bir dakika nerede bu kız! Maya eşek arısına sinsice yaklaşıp onu boynundan sokmuş.”
Maya: “Al işte! Benimle uğraşmanın sonu böyledir. Eyvah! Kraliçeyi acilen uyarmak zorundayım.” diyerek uçabildiği kadar hızlı uçup kendi kovanına varmış! Bütün olayı kraliçeye anlatmış!
Kraliçe: “Hayır! Çabuk muhafızlara haber ver! Hazırlıklı olmalıyız.” Kovan artık saldırıya hazırmış. Eşek arıları geldiklerinde, bal arıları tüm güçleriyle saldırmışlar. Yukardan gelerek eşek arılarının boyunlarının sokmuşlar. Bunu bal arılarına Maya öğretmiş. Eşek arılarının kafası karışmış ve başları dönmüş.
Eşek arısı: “Geri çekilin! Geri çekilin!” Hiç vakit kaybetmeden kaçmışlar!
Bal arıları hep birlikte: “Yaşasın! Yaşasın! Kazandık!”
Kraliçe: “Hepimiz sana minnettarız Maya! Senin cesaretin ve zekân bugün bizi kurtardı!”
Maya: “Burası benim yuvam! Onu korumak için her şeyi yaparım ben!”
Kraliçe: ” Oyy! Benim güzelim! Seninle çok gurur duyuyorum. Söyle bana büyüyünce ne olmak istiyorsun?”
Maya: “Hm…Ben öğretmen olmak istiyorum! Bütün arılara kendi tecrübemi anlatacağım ve onlara kendileri gibi olmalarını öğreteceğim!”
Kraliçe: “Kendileri gibi olmayı mı?”
Maya: “Evet! Herkes bana ne biçim bir arı olduğumu sorup duruyor. Evet! Ben kendim gibi bir arıyım. Hepimiz öyle değil miyiz?”
Kraliçe: “Ha ha haha… Peki Maya, sen kesinlikle iyi bir öğretmensin ve geri döndüğün için hepimiz çok mutlu olduk!”