Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde gezmeyi ve saz çalmayı çok seven bir Ağustos Böceği yaşarmış.
Ağustos Böceği yine her zaman yaptığı gibi ormanlarda gezmiş, saz çalmış, eğlenmiş. Bütün yaz tek yaptığı buymuş ve saz çalıp şarkı söylemekten çok keyif alırmış. Ancak zavallı Ağustos Böceği kış ayları geldiğinde ne yapacağını hiç düşünmemiş.
Diğer yanda ise akıllı ve zeki bir karınca varmış, karınca yaz aylarında Ağustos Böceğinin yaptığı gibi saz çalıp türkü söylememiş. Zor geçeceğini bildiği kış ayları için hazırlık yapmış. Küçük karınca kış aylarında zorluk çekmemek için elinden gelen her şeyi yapmış ve sıcak yaz aylarında canını dişine takıp çalışmış.
Zaman geçtikçe hava soğumaya başlamış, yaz sıcaklarından eser kalmamış. Havaların güzelliği, kırlardaki güzel çiçekler artık yerini soğuklara bırakmış. Ağustos Böceği ile Karınca için artık hayat çok daha zor bir hale gelmiş. Akıllı ve çalışkan karınca tembellik etmeyip, yaz aylarında çalıştığı için bir sürü yemeği varmış. Ancak Ağustos Böceği yaz aylarında sadece gezip tozduğu ve saz çalıp şarkı söylediği için çalışmamış ve neredeyse hiç yemeği yokmuş.
Ağustos Böceği ile Karınca Hikayesi
Soğuk havalar iyice kendini belli etmiş ve ormana kar bile yağmış. Bunu gören Ağustos Böceği artık saz çalıp eğlenemeyeceğini fark etmiş ve çok üzülmüş. Düşünmüş taşınmış ve bir çıkar yol aramış, aklına hemen karınca gelmiş. Ağustos Böceği, Karıncanın tüm yaz çalıştığını görüyormuş ve hatta bazen onunla dalga geçiyormuş. Mahcup olsa bile mecbur kaldığı için Ağustos Böceği, çalışkan Karıncanın evinin yolunu tutmuş. Karıncanın yuvasının önüne varmış ve soğuktan titreyerek kapıyı çalmış. Karınca, Ağustos Böceğinin bitkin halini görmüş ve ona sormuş:
– “Ağustos Böceği ne arıyorsun bu soğukta burada? Neden kapıma geldin, evinde dursaydın ya.”
Ağustos Böceği bu sözleri duyar duymaz lafa atlamış.
– “Karınca kardeş, çok zor durumdayım, hiç yemeğim kalmadı ve çok üşüyorum. Lütfen bana biraz yiyecek ver. Söz veriyorum gelecek yaz ağustos ayında tüm borcumu ödeyeceğim.”
Karınca bu sözleri duymuş duymasına ama onun da yemeği ailesi için önemliymiş. Yemeğini paylaşmak istememiş ve Ağustos Böceğine öfkeli bir sesle şunları söylemiş.
– “Ben sana önceden söyledim Ağustos Böceği, tüm yaz saz çaldın, şarkı söyledin ve dans edip eğlendin. Kış gelince bu hale geleceğini biliyordum. O zamanlar benimle dalga geçiyordun, şimdi soğuk kış aylarında yiyecek ara, gör gününü.”
Bunu duyan Ağustos Böceği büyük bir üzüntüyle Karıncanın yuvasından uzaklaşmış. Ağustos Böceği ve Karınca arasında geçen bu konuşma, Ağustos Böceğinin büyük bir ders almasına yol açmış. Bundan sonra yaz aylarında asla tembellik yapmayacağı konusunda kendine söz vermiş. Ayrıca hem çalışıp hem eğlenmenin mümkün olduğunu ve ikisinin bir arada olabileceğini de düşünmüş. El mahkûm soğuk kış aylarında yemek aramaya başlamış ve kendini idare edebilecek kadar yemek bulmuş. Ancak bu kış ayları, onun için çok sert geçmiş. Bu nedenle hayatı boyunca unutamayacağı bir ders almış.